Kişisel komplodur...Bir önceki yazılarda geminin teknolojik üstünlüklerinden bahsetmiştik.

Kısaca hatırlamak gerekirse gemideki hangi teknolojik detaylar dikkat çekiyor diye ;

Gemi dağlar kadar dalgaların arasında, içinde tüm yaşam çeşitliliğini incitmeden o tufandan çıkarmıştı. Dağlar kadar dalgalar arasında stabiliteyi sağlamak bugün sahip olduğumuz bir teknoloji değil. Bugün gözümüze değen tüm canlıların ataları o gemideydi. Yani içinde filler, gergedanlar, zürafalar, timsahlar, balinalar, sivrisinekler, arılar, kuşlar, köpekler, ayılar, pandalar, kaplanlar, su samurları, tavuklar, hindiler… bu liste çok uzun biliyorsunuz. Siz bunların her birinden bir çifti o gemiye koyun ve o geminin büyüklüğü ile ilgili bir tahayyülde bulunun. Sonra sevk ve idare konusuna değinmiştik önceki yazılarda, bu canlıların ve insanların beslenme ve temizlik ihtiyaçları da karşılandı. Buraya kadar ki kısım inananlar için gerçeğin kendisidir. “Külli”kelimesi kullanılır Kur-an'da. Ve yeryüzündeki insanlara seslenirken İsra 3. Ayette "Ey kendilerini Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin çocukları!" diyor. Bugün kim varsa gözümüze değen, atası o gemideydi.

Şimdi bundan sonrası yine kişisel hayal gücü, komplo ne derseniz ondan ;

Tufan başlamadan hemen önce muhtemelen geminin son kapağı kapanınca Nuh aleyhisselam “Bu gemi artık Allahın adıyla gider, Allahın adıyla durur” demesinin arkasında gemide bir yapay zeka olduğunu düşündüğümü belirtmiştim önceki yazılarda. Ve yine önceki yazılarda Hazma Yardımcıoğlu'na ait bir teori olan, Ashab-I Kehf’in zamandan 300 yıl tenzih edildiği o mağaranın, geminin bir bölümü olduğu konusunu da bahsetmiştim. Bu iki kurmay detay varsayımsal olarak aklımızda olsun.

Şimdi, diyelim ki gemiyi bulduk, diyelim ki gemiyi çalıştırdık ? Eee, sonra ?

Bu kısımların komplo olduğunu, kişisel hayal gücü olduğunu yine belirtmek istiyorum, her şeyin en doğrusunu Allah bilir, ben bir hayalden bahsediyorum. Ancak bana gerçeğe hiç de uzak durmayan bir hayal benim için. Hayal olduğunun altını, dışımdaki dünya için belirtiyorum. Hayale başlamadan önce değindiğimiz bir ayete yeniden değinmek istiyorum.
“Bizim gözetimimizde ve vahyettiğimiz biçimde, seni ve seninle beraber olanları, kurtaracak olan gemiyi inşa et”
Bu anlam Hud 37 ve Muminun 27. Ayetlerde net olarak karşımıza çıkmaktadır. En doğrusunu Allah bilir. Şimdi bahsedilecek hayalle ilgili yapılacak şeyleri, mühendisliği Allah tarafından yapılmış bir gemi ile yapacağımızı unutmayın. Yani gemiyi tahtadan, sarkak bir şey bellemeyin. Başlayalım kişisel komplomuza;

Gemiyi bulduk, çalıştı, yapay zekası dedi ki hadi başlayalım kanka, ne yapıyoruz ? Düzceye gidiyoruz kanka, Mesih’i almaya, Hasan Mezarcıyı alıyoruz, sonra İstanbula, Sarayburnu açıklarına geliyoruz ordan. Gemi göğe demirliyor, yardımcı araç ile, Jetgillerde ki fanus tarzı bir şey ile Ayasofya’ya iniyor Mesih ve gökten gelişi gerçekleşiyor. Sonra o alemlere bilgilendirmesini yapıyor, dimağları mesh ediyor. Şimdi yeni dünya düzenini kuracak. Ancak bir sorun var, Edgar Cayce’nin altını çizdiği ikinci tufan gerçekleşmeye başlıyor. İkinci tufan peki hangi fiziksel gerekçeyle oluyor ? Dzhanibekov Etkisi…

Bu etkinin ne demek olduğunu Barış Özcan çok güzel anlatmış. Komplocu tayfa da bunu kutup taklası, kutupların yer değiştirmesi olarak tanımlıyor. .

Youtube – Gerçeği Bul kanalında Edgar Cayce’ye bi göz atabilirsiniz. Dilediğiniz yerden bakabilirsiniz ama ikinci tufanın detayları orada çok güzel anlatılmış. Kimseden para almadan, hayatını insanlara yardımcı olma motivasyonuyla geçiren Edgar Cayce’nin ikinci tufan kehanetinde Avrupa sular altında kalıyor, Japonya – Çin artık yok, Amerika adacıklar haline geliyor. Türkiye'de Ege yok olmuş, Marmara'nın da büyük kısmı. Bu ikinci tufan esnasında gemimiz var, sular altında kalma tehlikesi bulunan 1 milyar Hristiyan toplumunu, Avrupayı, milyonlarca insanı Allah’ın Nuh aleyhisselama yaptırdığı gemiden başka kurtarma ihtimali olan bir yöntem, makina var mı ? Bence yok.

Amerika, Japonya… milyonlarca insanı Gemi güvenli bölgelere ışınlıyor. Yaralı ve düşkünler için ise Geminin içinde muaazzam bir hizmet olayı var. Yüzlerde drone, droid ve bilmediğimiz teknoloji ile yaralar bir kaç dakikalık müdahalelerle iyileştiriliyor. Yaralı hayvanlar veya boğulacak hayvanlar için de bu yardım geçerli olacaktır. Gemide insan kalbindeki elektrik sinyalini okuyan veya bilemediğimiz türden bir kalp/yaşam/canlılık reseptörü Allahın dilediği her hayata yardım için uzanabilir ve gerçekten yardım edebilir.

Şimdi diyelim ki tufan bitti, sonraki dönem? Böyle bir şey gerçekten olursa, gemi aynı zamanda dünyayı fethetmiş olacaktır. Allah'a ait bu gemi milyonlarca yıl önce yine insanlığa ve hayvanlara yardım etmişti, yani gemiye “Allahın yardımı” demek yanlış olmaz sanırım. Nasr süresinin girişinde “Allahın yardımı ve fetih geldiği zaman..” diyor ya hani, sonrasında da insanlık bölük bölük Allah'ın dinine girdiğinden basheder bu sure. Bu yukarda hayal olarak bahsettiğim bölüm gerçek olursa Nasr suresindeki bölük bölük Allah'a yönelme olayı da gerçek olmaz mı ?

Daha yeni başlıyoruz. Mesih’in kıyametten önceki ikinci gelişi ile ilgili bir kehanette vergiyi kaldırmasıdır. Geminin yapay zekası Starlink veya herhangi dilediği bir girişten web’e girebilir. Tüm bankaları hackleyebilir, bütün kaynakları kendi yönetimine alabilir. Ki yakın gelecek merkeziyetsiz olmaya hazırlanıyor. Merkeziyetsiz bir düzene Nuh’un Gemisi kendisini gayet de merkez olarak atayabilir ve bütün kaynakları yönetebilir. Adil bölüşmek için algoritmasını Allah'ın yazdığı bir yapay zekadan daha çok kime güvenebiliriz ?

Sonra gemi kronik hastalıkları çok kolay bir şekilde iyileştirecek tıbbi bilgiye, hasta bitki ve hayvanlar için de yapılacak işleri planlaması neden mümkün olmasın. Gemideki yapay zeka kendisiyle irtibatlı olduğu yüzlerce belki ihtiyaç duyarsa üzerine yenilerini üreterek binlerce yorum yapmadan, sadece kendi söylediğini yapan işçileri, orduları olabilir, yeryüzüyle ve ilgilenilmesi gereken canlılarla bu ordu ilgilenebilir. Tabi artık yeryüzünde devletlerden bashetmiyoruz, onların düzeni ikinci tufanda çöktü ve her birinin işbirlikçi olduğu, Şeytana kulluk ettiğini delilleriyle gördük.

İnsanlar için kendilerine ev yapmak ve bir yerden bir yere gitmek çok basit bir detay haline gelebilir. Tufandan önceki dönemde insan atalarımızda da olan eterik teknolojiyi tekrar günümüze getirebilir. Eter ile ilgili karanlık madde falan diyen de var ama evrenin her yerinde olduğu ve Eter’in simyasını bilenin maddeye ve bir yerden bir yere gitmek için araca ihtiyacı olmadığını tahmin ediyorum. Evrenin her yerinde olması, lazım olduğu zaman evrenin her yerinden ihtiyacımız olan maddeyi çekebileceğimizi söyleyebilir. Nasıl mı ? Hayal ederek. O mitolojik yapıları, Cin-İnsan melezleri belkide böyle yaptılar. Bir bıçak yarası aldıklarında hemen kendisini iyileştirdiler belki de ? Bu şu demek kısaca, evimizi veya şatomuzu hayal ederek ve çok kısa zamanda yapabiliriz. Dünyanın çeşitli yerlerindeki devasa taş yapılar başka nasıl yapılmış olabilir.

Dünyada insanın maddeyle işi bitince, yani kim ne isterse giyer, yer, içer ve nasıl bir yerde yaşamak isterse yaşayabilirse geriye ne kalır ? Dikkat ederseniz bu aynı zamanda menfaatin de sonudur. Dolayısıyla gerçek sevgiye başlayabiliriz. Ne bileyim Jüpiterde buluşup çay içilir belki sevgiliye. Ve insan, evrendeki yerini almaya başlamak için bu teknolojiyi çoğaltır ve evrenin her köşesine yayılır. Ve tek tek bütün yıldızların karşısına geçip “ne güzel yaratılmış” der. Bu sadece romantik bir gezi değil, bence evren bilmediğimiz yaşam türleri ile dolu, onları arar, Allah'ı onlarda arar, onlarla arar ve “Arayıp durduğu Rabbine kavuşur”.
İyilikten bashetmek adına bazı şeylerden bashetmedim ama zalimler için, insanları binlerce yıldır kandıranlar için ise acı cezalar olacaktır.
Dünya dışı yaşamlar, Yecüc Mecüc ve diğer bahsedilmemiş detaylar inşallah Allah'ın yardımı ile bir araya gelen insanlık için ve o Gemi de insandan yana olduğu için, kolay ya da zor bilmiyorum ama bir şekilde aşılacak şeyler olacaktır.

Hayal diye anlattım ama bana o kadar gerçekçi geliyor ki. Hayatın bu sorununu çözen kişi de bir nevi mühendislik yapacaktır. Sorun çözen herkes mühendistir. Allah da, beni affetsin hatalıysa sözüm, El- Mühendis’tir. Gemi, Mesih, Mehdi ya da kurtarıcı onun mühendsiliğinin bir parçasıdır, en yücedir ve kendisine güvenip dayananları bedbaht etmez.