Kafkasya ve Orta Asya gerek ticaret yolları gerekse enerji kaynakları nedeniyle eski tarihlerden buyana devletlerin ve diğer güç odaklarının sahip olmak için uzun vadeli planlar yaptıkları jeostratejik bir alandır.

Tarih boyunca, yoğun olarak Pentagon aklı ve Anglosakson aklı, vekiller kullanarak özellikle Güney Kafkasya bölgesine hâkim olmaya çalışmışlardır.

       1.  Rus İmparatoru I. Petro vasiyetnamesi ve devam uygulamaları; Rusların Ermenistan’daki askeri varlığı, Türkiye ve İran’a olan sınırları ile Zengezur Koridorunun Rus askerleri tarafından kontrol edilmesi,

       2.  Ermenistan’a destek sağlayan İran (Anglosakson Aklı), 200 yıl önce hain oyunlarla kendisinden koparıldığı iddiasını halka seslenişlerinde sıkça belirtmektedir. Türk Dünyası birlikteliğini kendisine beka sorunu olarak gören, Batıya enerji ihracatı konusunda Türkiye dışı alternatif yollar arayan ve %42’sini oluşturan Türk nüfusu nedeniyle orta vadede bölünme potansiyelinin farkında olan İran’ın da Kafkaslar ve Türkiye üzerinde planlar kurması, önemli göstergelerdir.

Güncel durum irdelendiğinde; İran Cumhurbaşkanı’nın “helikopter kazası” sonucu ölmesi, 2020 yılındaki, Pentagon kontrolündeki Irak’ta Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden ayrı düşünülmemelidir. Her ikisinin de, Anglosakson akımına uzak profiller olduğu ve diş ilişkilerde, özellikle de Türk Dünyası ile, barış yanlısı oldukları göz önüne alındığında önümüzdeki zamanda İran’in içinde ve sınırlarında gerilimin daha da tırmandırılacağı güçlü beklentilerdendir.

 Helikopter kazasından hemen önce İran Cumhurbaşkanının yaptığı “Bazıları bizim bir araya gelmemizi ve ortak başarılarımızı hoş karşılamıyor …” açıklamadaki bazıları ve

Azerbaycan Cumhurbaşkanının yaptığı “İran ve Azerbaycan devletleri bugün çok güçlü ortak siyasi irade ortaya koydu, birlikte olduğumuzu… tüm dünyaya açıkça ilan etti. … İran-Azerbaycan ilişkileri bölgemizde istikrarın önemli şartıdır. Elbette böylesine güzel bir proje… başarıya giden bir sonraki adım olacaktır. Gelecekte buna benzer pek çok ortak projenin olacağına eminim.”

açıklamaları aslında gelinen durumun sebep ve esas konusudur. Açık olan durum ise Orta-Doğu’un karışık tutulması ve İran’ın Türk Dünyası karşısında bir engel olarak kullanılma planlarıdır.

 Türk Dünyası zor bir sınavın içine çekilecektir.

Yakın gelecekte İran içinde halk karışıklığı ve sonrasında suçlunun Türk’ler olduğu açıklamalarını görebiliriz. Amacın ise, Çin’in içinde olacağı savaş stratejisinin taktik manevrası olarak, Türkiye ve Azerbaycan’ın Orta-Doğu’daki savaşa çekilmek istenmesi ile karmaşanın devam ettirilmesi ve Çin’e zaman kazandırılması olduğunu değerlendirmekteyim.

Peki kıssadan hisse ne olmalıdır, ona da bir sonraki yazımda yer vereceğim…