Miras kavramı ile bir kimsenin ölümü ile mirasçılara geçen özel hukuk ilişkilerinin tümü ifade edilir. Ölüm durumu yalnızca gerçek kişilere özgü bir durum olduğundan miras bırakan yalnızca gerçek kişi olabilir. Mirasçı ise miras bırakanın terekesi üzerinde hak sahibi olan kişilerdir. Bu kişiler yasal mirasçılar olabileceği gibi atanmış mirasçılar da olabilmektedir.

YASAL MİRASÇILAR KİMLERDİR?

Öncelikle miras bırakanın altsoyu yasal mirasçıları oluşturmaktadır. Çocukları varsa çocuklar, çocukları ölmüş ise torunları yasal mirasçıların başlıcalarıdır. Miras bırakanın anne ve babası, büyük anne ve büyük babası da yasal mirasçılardandır.

Evlilik dışı doğan çocuğun mirasçı olabilmesi için ise miras bırakanın babası olduğuna ilişkin resmi kayıt ve belgelerin bulunması gerekmektedir. Bu durumda soy bağının tanıma ya da hakim kararı ile kurulmuş olması gerekmektedir. Evlilik dışı çocuk, babası ile soy bağının kurulmuş olması halinde evlilik içinde doğan çocuk gibi babasının mirasçısı olur.

Sağ kalan eş de yasal mirasçı olarak nitelendirilmektedir. Ancak eşin miras payı kiminle beraber mirasçı olduğuna göre değişiklik göstermektedir. Bu durumları şu şekilde izah edebiliriz;

Eş, miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 1/4’ü,

Eş, miras bırakanın ana ve babası ile birlikte mirasçı olursa bu durumda mirasın 1/2’si,

Eş, miras bırakanın büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 3/4’ü ve kimsenin olmaması durumunda mirasın tamamı eşe kalır.

Evlatlık da miras bırakanın kan hısmı gibi mirasçı olmaktadır. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 500. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;

“Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.”

Şayet miras bırakanın ölümü anında hiç mirasçısı bulunmamaktaysa bu durumda ölenin mirası devlete geçmektedir. Yani devletin de mirasçılık hakkı bulunmaktadır.

SAKLI PAY NEDİR?

Miras paylarının bir kısmı kanun tarafından korunmaktadır. Yani miras bırakan sağken bu payları engelleyecek işlemleri gerçekleştiremeyecektir. Bu durumda söz konusu tasarruflar tenkise tabi olmaktadır.

Saklı payları şu şekilde ifade edebiliriz;

Ölenin altsoyunun miras hakkının yarısı,

Anne ve babanın miras paylarının ¼’ü,

Ölen kişinin eşi 1. ve 2. zümre ile birlikte mirasçı ise miras hakkının tamamı, 3. zümre ile birlikte mirasçı ise ¾’ü.

Bu payların ihlali halinde ise tenkis davası açarak ihlal edilen payların iadesi sağlanabilmektedir. Tenkis davası açılabilmesi için saklı paylı mirasçının saklı payına tecavüzü öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde tenkis talebinde bulunması gerekmektedir.

Sözün özü; Haklarımızın ne olduğunu ve ne zaman kullanmamız gerektiğini bilelim.