İşe iade davası açma hakkım var mı? İşe iade davası açmalı mıyım? İşe iade davası açarsam ne olur? İşe iade davası açmak istiyorum, kazanabilir miyim? gibi sorular, işveren tarafından haksız bir şekilde iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia eden ya da haksızlığa uğradığını düşünen her çalışanın bir gün mutlaka yüzleşeceği sorular arasında yer almaktadır.

Bu konu kapsamında öncelikle şunu ifade etmekte fayda vardır: İş güvencesi hükümlerine tabi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi kapsamında feshedilmişse ve işçi de bu feshin geçerli bir nedene dayanmadığını iddia ediyorsa, feshin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde iş mahkemesinde feshin geçersizliğinin tespitini talep ederek işe iade davası açma hakkına sahiptir. Ancak, mevzuatımızda yapılan değişiklik ile işe iade davaları öncesinde arabuluculuk başvurusu zorunlu hale getirilmiştir. Bu husus dikkate alındığında arabuluculuk başvurusu işbu bir aylık süre içinde yapılmalıdır. Arabuluculuk süreci neticelendikten sonra ise taraflar arasında anlaşma sağlanamamışsa dava açma süresi arabuluculuk son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren 2 hafta süreyle uzamış sayılacaktır.

Feshin geçersizliği iddiası ile açılan bu davanın konusu, feshin geçersiz olduğunun tespit edilmesi ve bunun sonucunda da işçinin işe iadesinin sağlanmasıdır.

DAVANIN TARAFLARI KİMLERDİR? GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

İşe iade davasının davacısı, iş sözleşmesi işveren tarafından feshedilmiş olan işçi olup, iş akdini fesheden işveren de davalı sıfatına haizdir. Bu davada görevli mahkeme, iş mahkemesidir. İş mahkemesi bulunmayan yerlerde ise iş mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi görevli olacaktır. İşe iade davasında yetkili mahkeme ise işverenin ikametgahı sayılan yer mahkemesi (ticaret sicil kaydının bulunduğu yer mahkemesi) veya işçinin işini yaptığı işyerinin bulunduğu yer mahkemesidir.

İŞE İADE DAVASININ AÇILMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR NELERDİR?

İşçinin işe iade davasını açabilmesi için gerekli olan ve arabuluculuk şartı dışında kalan diğer şartlar aşağıdaki gibidir. Buna göre;

1-) İşyerinde otuz veya daha fazla işçinin çalışıyor olması gerekmektedir.

2-) İşçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi ile o iş yerinde çalışıyor olması gerekmektedir.

3-) İşçinin en az 6 aydır o işyerinde çalışıyor olması gerekmektedir.

4-) İş sözleşmesinin işveren tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi gerekmektedir.

5-)İşçinin, işveren vekili veya işveren vekili yardımcısı statüsünde olmaması gerekmektedir.

6-) İşçinin iş sözleşmesi geçerli bir sebebe dayanmaksızın işveren tarafından feshedilmiş olmalıdır.

İŞE İADE DAVASININ KABULÜNÜN SONUÇLARI NELERDİR?

İşe iade davasının sonucunda davanın kabulüne karar verilirse; yani işçinin açtığı işe iade davasında işveren feshin geçerli veya haklı nedene dayanılarak yapıldığını ispat edemezse, mahkemece davanın kabulüne karar verilecektir. İşe iade davasının kabulü, işçinin yerel mahkemede açmış olduğu davayı kazandığı anlamına gelir. İşe iade davasının işçinin lehine kabul edilmesinin sonucu olarak işveren tarafından yapılan fesih geçersiz olduğu kabul edilecektir. İş mahkemesi gerekçeli kararında öncelikle “Feshin Geçersizliği” tespitini yapacak ve bu konuda kararını verecektir. İş mahkemesi ikinci olarak işe iade kararı verecektir. Feshin geçersizliğinin tespiti yapıldıktan sonra geçersiz fesih sebebiyle işçinin işine iadesi yönünde mahkeme tarafından hüküm kurulacaktır.

Mahkemenin verdiği feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine ilişkin kararın işçiye tebliğinden itibaren on iş günü içinde ise işçinin işe başlamak üzere işverene başvurması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü ve kesin süredir. İşveren, on iş günü geçtikten sonra yapılan başvuruyu kabul etmek zorunda değildir. İşçi, bu süre içinde başvuruda bulunmazsa, işverence yapılan fesih geçerli bir fesih hükmünde sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

İşveren kendisine başvuruda bulunan işçiyi bu tarihten itibaren 30 gün içerisinde ya işe geri alacak ya da yasal olarak işçinin hak ettiği tazminatlarını kendisine ödeyecektir. Burada seçimlik bir hak söz konusudur. İşveren, işçiyi işe başlatmakta veya tazminatını ödeyip başlamamakta serbesttir. İşçinin işine başlatılması durumunda işveren, işçinin iş sözleşmesi feshedilmeden önce sahip olduğu bütün hakları işçiye geri vermek zorundadır.

İşveren tarafından işçinin işe başlatılmaması durumunda ise; en az dört en çok sekiz aylık brüt ücreti tutarında tazminat işveren tarafından işçiye ödenmek zorundadır. Bu tazminat işçinin çıplak ücreti üzerinden hesaplanacaktır. Bununla birlikte mahkeme, işe iade davasında verilen kararın kesinleşmesine kadar işçinin çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesi yönünde de karar verecektir. İşçi, başka bir iş yerinde çalışmaya başlasa dahi bu tazminatı almaya hak kazanacaktır.

Sözün özü; İşe iade davaları teknik davalar olduğundan ve bünyesinde kesin süreler ile özel usuli işlemleri barındırdığından dikkatli olalım. Haklıyken haksız duruma düşmeyelim. Mutlaka ama mutlaka bir bilene danışalım.