Türk Havacılık tarihine adını altın harflerle yazan HÜRKUŞ, 18 Ocak 1896 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir.

Vecihi Hürkuş kimdir?

Türk Havacılık tarihine adını altın harflerle yazan HÜRKUŞ, 18 Ocak 1896 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Balkan Savaşı’na gönüllü katılmış daha sonra İstanbul Ordu Kumandanlığı tarafından Beykoz Serviburun'daki esir kampına kumandan olarak görevlendirildi. Hayali olan tayyareciliğin eğitimini almak için Tayyare Makinist Mektebi'ne giden Hürkuş, mezun olduktan sonra 1. Dünya Savaşı'nda Bağdat Cephesi'ne makinist olarak gönderildi. 2 Şubat 1916'da bir uçak kazasında yaralanan Hürkuş, iyileştikten sonra Yeşilköy'deki Tayyare Mektebi'nden pilot diplomasıyla mezun oldu.

Images (3)

Hürkuş, 21 Mayıs 1916'da ilk uçuşunu gerçekleştirdikten sonra 1917'de Kafkas Cephesi'ndeki 7. Tayyare Bölüğü'ne katıldı. Burada Rus uçağı düşürerek, Kafkas Cephesi'nde bunu başaran tarihe ilk Türk tayyareci olarak geçti. 8 Ekim 1917'de ise kullandığı uçak, Ruslar tarafından düşürülünce yaralandı. Uçağı Rusların eline geçmemesi için yakan Hürkuş, esir düşüp Hazar Denizi'ndeki Nargin Adası'na gönderildi. Buradan Azerbaycan Türklerinin yardımıyla kaçan Hürkuş, 1. Dünya Savaşı sonlarında İstanbul'a geldi ve İstanbul Hava Müdafaa Bölüğü'ne tayin oldu. Kurtuluş Savaşı'nda başarılı keşif uçuşları yaparak, Yunan uçağını düşüren Hürkuş, kahramanlıkları nedeniyle üç defa TBMM takdirnamesi verilen tek kişi olarak kırmızı şeritli İstiklal Madalyası kazandı.

Vecihi Hürkuş anlatıyor:

1923 yılı, henüz dünya havacılığı teknik tekâmülü üzerinde ve ilmi araştırmalar devresinde bulunuyordu. Umumi harbin doğurduğu zaruretler içindeki buluşlar ve eksik terakkiler durmuş, havacılık sanayiinin daha ilmi esaslar dâhilinde yürümesi imkânları araştırılmağa başlanmıştı. İşte bu devre dünya havacılık tekniğinde bir ilerleme devresi idi. Tayyare süratine gelince: Av tayyarelerinde sürat 200-220 kilometre iken keşif tayyarelerinde 160-180 kilometre büyük bir sürat telakki ediliyordu. Tayyare montörleri sanayii de aynı istihale içinde ve mevcut montörlerin en yüksek takatleri 280-300 beygir kuvvetindeydi.

Tayyarelerin kullanılması ve gönderme işleri bakımından birçok zorluklarla karşılaştığımız bu devrede bilhassa zaman ve çok adam kullanmak mecburiyeti önemli bir meseleydi. Mesela: Bir tayyarenin reglajı, uçuşa hazırlanması uzun bir zaman işiydi, bu zaman da ancak usta ve iyi yetişmiş elemanlarla kazanılabiliyor, aksi takdirde yani acemi ellerden çıkacak iş, haliyle bir tayyarenin montajı için mümkün olamıyordu. İşte bu sebepler altında uzun yılların tecrübelerinden aldığım kanaate göre bütün bu gibi zorlukları dikkat nazara alarak yeni projemde üç noktaya büyük ehemmiyet vermiştim.
1- Tayyarenin nakil ve monte işlerini en az zamanda ve en az el ile mümkün kılmak.
2- Tayyare keşif maksadına göre hazırlanmakta olduğu halde süratini 200 kilometrenin üstüne çıkarmak ve tırmanma kabiliyetini düşürmemek.
3- Müdafaa silahlarının kolaylıkla kullanılması için görüş vasfını yükseltmek ve bir avcı tayyaresi kadar yüksek manevra kabiliyeti temin etmek ve harekâtı kolaylaştırmak.

Bu üç vasıf en çok aradığım hususlardı ve projemin tanziminde de muvaffak olmuştum. Şimdi tatbiki için imkân ve kolaylıklar meydana getirmeğe uğraşıyordum. İşe başladığım tarih, 24.06.1923 dür. Önümde açılan bu yol; idealimi çerçeveleyen en zevkli bir hizmet yolu idi. Uçuş hizmetlerime devam etmekle beraber günlerimin büyük bir kısmını fabrikada inşaata hasretmiştim. Ustalarla malzeme yığınları arasında, iş tanzimi ve her başarılan işin kontrol ve tetkiki bana sonsuz bir zevk ve yorgunluğu his ettirmeyen bir kuvvet oluyordu. Yapılan parçaların nevilerine göre, fabrikanın müdürü bulunan eski tayyarecilerimizden Yüzbaşı Tahsin Bey arkadaşımızın yardımı ile fabrikanın her şubesinden büyük kolaylıklar buluyordum ve inşaatımın şefliğini de Kafkas cephesinde iken bölüğümüzün marangoz ustabaşısı olan Şaban Bey’e bırakmış bulunuyordum Projemde tespit ettiğim neticeye göre Vecihi K VI tip tayyaremin muhtelif vasıfları teorik esaslar dâhilinde şu suretle meydana geliyordu.

Montör takati:
Benz marka (6 silindirli ve su ile soğuyucu) 200 B.K.

Tayyarenin ebadı:
Tam uzunluğu                       7,610   m.”
genişliği                               11,700   m.”
yüksekliği                              3,00     m.
Kanat sathı                         31,800   m.kare

Tayyarenin ağırlıkları:
Boş ağırlık                                      830,00 Kg.
Mürettebat                                     160,00 Kg.
Muharebe ağırlığı                             80,00 Kg.
Yanıcı maddeler                            200,00 Kg.
Tam uçuş ağırlığı:                        1.270,00 Kg.

Muhtelif notlar         :
En yüksek sürat                                  207      Km / sat
Seyahat sürati                                    188      ”
Askı sürati                                            83      ”
Taşımaya düşen ağırlık                     40,0   Kg./ m
Kuvvete düşen ağırlık                         5,8   Kg / B.K.
Pervane çapı                                              2850    mm.
Pervane hatvesi ( bir devir uzunluğu )       2740    mm

Tayyarenin emniyet emsal nisbeti (1,8 Norm haddile)

5 Fabrikadaki işlerim ilerlemekte iken gecelerimi bile evimde projelerimin teferruatına vermiş, mütemadi bir gayretle günlerimin en az 16 saatini bu işe bağlıyordum. Hatta bazı geceler yalnız bir iki saatlik uykuyu kâfi görüyordum. Yalnız ara sıra uzak vazifelere gönderilmekliğim dolayısıyle birkaç gün fabrikadan uzak kalışım bana içten bir üzüntü olmakla beraber bu zamanlarda bile dimağım, inşaat işlerimle meşgul olmaktan hali kalmıyordu. Çünkü bu eser, benim idealim olmakla beraber aynı zamanda yurdumuzda İlk Türk tipi bir tayyare olacaktı. İşte bunun için bu güzel çalışmadan bir dakika bile uzaklaşmak istemiyordum.

İzmir‘de inşası devam eden projem tam manasiyle ulusal bir enerji ve hakiki bir Türk kafasının mahsulü idi. Yukarda yazdığım gibi Vecihi K-VI tipinin evsafı, kudreti nispetindeki verimleri Avrupa’daki emsalinden hiç bir noktada geri olmamakla beraber tercihe değer hususiyetleri de vardı. Şimdi biz yeni istiklâline kavuşmuş genç bir devlettik. Her hususta yeni organize edilen milli bir varlık yaratılıyordu. Hava silahı bu yeni varlığın en sağlam güveni olacaktı. Büyük deniz kuvvetleri gibi milli servetimizin yetmeyeceği zorluklar da bahis mevzuu olamazdı. Velhasıl umumi vaziyetimiz itibariyle milli kalkınma bakımından havacılık yolundaki durumumuz bu büyük devletlerin durumundan hiç de uzak bulunmuyordu. Gördüklerimin duygularımda hâsıl ettiği intibaa göre biz havacılık yolunda en modern ve en kâdir bir müdafaa ordusu kurabilirdik ve bu kanaatime de çok geniş bir ölçüde inanıyordum. Yalnız küçük bir himmet,  havacılık sanayiimize layık olduğu ehemmiyeti vermek ve milli bir inançla Türk zekâsını yurda faydalı kılmak için elden gelen yardımı yapmak, bizi her bakımdan bu tayyare pazarlarına muhtaç olmayan bir hale getirebilirdi.

Bu mevzuda belki çelik sanayiimizin kifayetsizliği söylenebilir ve iptidai maddeler ihtiyacı ileri sürülebilirdi. Fakat hiç bir zaman unutmamak lazımdır ki milli kalkınma yolunda bu sebepler bir engel olamaz. Çünkü dünyada hiç bir fabrika yok ki, kendi iptidai maddelerini kendi temin etsin ve gene dünyada hiç bir devlet yok ki bütün hayati ihtiyaçlarını yalnız kendi membalarından istihsal etsin. Nitekim bu seyahatte şahit olduğum hakikat, büyük devletlerin havacılık sanayii bile komşu devletlerin yardımına dayanıyor, mesela Fransız sanayii bir kısım ihtiyaçlarını İsveç‘ten ve bir kısım ihtiyaçlarını da İngiltere‘den, Amerika‘dan temin ediyor. İngiltere’de aynı muameleleri yapıyor. Şu halde bizim için de bu muameleleri yapmak ve ilk zamanda hatta bütün iptidai maddeleri dahi dışardan getirtmek suretiyle havacılık sanayiimizi kurmak; herhalde ekonomi, eleman ve işçi gibi birçok Türk eleman yetiştirmek bakımından mamul bir tayyareyi satın almaktan çok daha hayırlı ve çok daha ucuz olacağı aşikârdır. 

Kaynakça:

   Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği https://tayyarecivecihi.com/vecihi-hurkus/hurkusun-kullandigi-102-tip-ucak/ilk-turk-ucagi-vecihi-k-vi/

 Anadolu Ajansı: https://www.aa.com.tr/tr/gundem/turk-havacilik-ve-sanayisine-ilham-veren-pilot-vecihi-hurkus/2946883#: