Bir lider hayal edin, savaşın en zor anlarında bile kitap okuyan, milletinin gerçek kurtuluşunun milli eğitimle mümkün olduğunu vurgulayan bir lider... İşte o Mustafa Kemal Atatürk'tür.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kusursuz niteliklerini saymakla bitiremeyiz. O, ideallerine bağlı, vatansever, milletinin refahı için çaba harcayan ve ileri görüşlü bir liderdi. Eğitimin önemine inanan, çağdaş düşünceleriyle örnek olan bir eğitimciydi. Ancak, onun övgüye değer nitelikleri sadece bunlarla sınırlı değil. Atatürk, vizyon sahibi bir devlet adamı aynı zamanda ülkesini modernleştirmek için kararlı bir şekilde çalışan bir liderdi. Onun liderliği, Türk milletinin kalbinde eşsiz bir yer edinmiştir. Atatürk'ün özgün ve ilham verici kişiliği, Türkiye'nin geçmişini ve geleceğini şekillendirmiştir.

Atatürk, bazı tarihçilere göre üç bin beş yüz, bazılarına göre ise beş bin kitap okumuştur. Ancak, ne kadar okuduğuyla ilgili tartışmaların yanı sıra, tarihçilerin ortak bir noktası vardır: Atatürk, donanımlı bir liderdi ve çok okuyan biriydi. Atatürk, sadece kendi kişisel gelişimi için değil, Türk gençlerinin de okumasını önerdiği kitaplarla ilgili tavsiyelerde bulundu. Bu, onun sadece bireysel olarak değil, toplumu da ileriye taşıma arzusunun bir yansımasıydı. Atatürk'ün bu özelliği, onun sadece bir lider olarak değil, aynı zamanda bir eğitimci ve kültür adamı olarak da nitelendirilmesini sağladı.  Atatürk'ün vurguladığı gibi, bilgi ve kültür, bir milletin gelişimi ve özgüveni için hayati öneme sahiptir.

Her Türk gencinin okuması gereken kitaplar listesinde Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigory Petrov, Toplum Sözleşmesi - Jean-Jacques Rousseau, Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin, Türkçülüğün Esasları - Ziya Gökalp, ve Belleten Dergisi - Türk Tarih Kurumu eserleri bulunmaktadır.

Bu eserler içerisinde bir kitap vardır ki İstanbul köklü bir ailenin kızı olan Feride'nin çok sevdiği nişanlısı tarafından ihanete uğramasıyla kendini öğretmenlik mesleğine adaması ve hayatını kazanabilmek için Anadolu'da şehir şehir dolaşması anlatılır. Size de tanıdık geldi mi kitap? Hatta kitabımızın dizisini de çektiler. Evet, evet Çalıkuşu’nun Feride’sinden bahsediyorum. Reşat Nuri Güntekin’den Çalıkuşu romanından… Peki bu Çalıkuşu romanını Başbuğ Atatürk ne zaman okudu biliyor musunuz?

 Ağustos 1922'ye gelindiğinde, Afyon'un güneyine dört kolordu sevk edildi. Bu sevkiyat, yaklaşık yüz bin kişiyi, binlerce atı, hayvanı ve arabayı kapsıyordu. Amacı, Türk ordusunun Yunanlılara karşı başlatacağı Büyük Taarruz'a hazırlıktı. Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın en önemli muharebelerinden biriydi ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde dönüm noktasıydı.

Halk, vatanın kurtuluşu için büyük bir fedakarlıkla hareket etti: Mallarının %40’ını vermeyi, silah ve cephaneyi üç gün içinde orduya teslim etmeyi, makinalı araçların %40’ını ve binek hayvanlarının ile taşıt araçlarının %20'sini savaşa destek amacıyla teslim etti… Kahraman atalarımızın yaptıkları saymak ile bitmez. Mareşal rütbesine yükselen Mustafa Kemal Atatürk, bir yandan savaş hazırlıkları ile uğraşıyordu. Savaş hazırlıklarını yaparken Atatürk’ün o çok sevdiği okuma sevgisini asla arka plana atmadı.

Çalıkuşu… Eşsiz Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiği romanların başındadır. Atatürk’ün başucu kitabıdır da diyebiliriz. Öyle ki Büyük Taarruz öncesi gündüz cephede kurmaylarıyla hazırlıkları yönetirken, akşamları da çadırında Çalıkuşu’nu okumuştur.

Tarih sayfaları 23 Ağustos Çarşamba gününü gösteriyordu. Başkomutan, Akşehir’de eski bir Rum evinde kalıyorken, Gazi öğlen uyandı. Tıraş olup aşağıya indi. Rum evinde Mahmut Bey, Salih ve Muzaffer; Başkomutan Mustafa Kemal’i bekliyorlardı. Ali Metin Çavuş kahveleri getirdi. Mustafa Kemal önce düşman da bir hassasiyet olup olmadığını sordu. Az önce İsmet Paşa telefon edip bilgi vermişti:

“Yokmuş efendim.” En önemli sorun buydu. Memnun oldu.

Mustafa Kemal Paşa kahvesini yudumlarken bir an da söze girdi. “Biliyor musunuz, gece Reşat Nuri Bey’in Çalıkuşu romanının okumaya başladım. çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu’yu ve genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları, ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet’e vereceğim. Sonra da sizleri okuyun.”

Bu sözler karşısında şaşırmıştı Mahmut Bey. Mahmut Bey, “Savaşa beş kala roman okuyabiliyor..” diye düşündü, “.. Mustafa Kemal Paşa’yı, Mustafa Kemal Paşa yapan da herhalde bu özelliği olsa gerek.”

Ve tarih sayfaları 25 Ağustos’u gösterdiğinde gerçekten de Mustafa Kemal Paşa, Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanını okumasını bitirip kitabı İsmet Paşa’ya vermiştir.

Çalıkuşu, Türk edebiyatının önemli eserlerinden biridir ve eşsiz Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından sevilerek okunmuştur ve okunmasını tavsiye etmiştir. Atatürk'ün bu romana olan ilgisi, kitabın içerdiği eğitim ve toplumsal değerlerle uyumlu olmasından kaynaklanır. Romandaki karakterlerin yaşadığı zorluklar ve Anadolu'nun ihmal edilmiş bölgelerinin betimlenmesi, Atatürk'ün vatan ve millet sevgisiyle paralellik gösterir. Bu nedenle, Çalıkuşu, Atatürk'ün ideallerini ve düşüncelerini yansıtan bir başyapıttır.