Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Mart 2022'de İstanbul'da yapılan barış görüşmelerinde Ukrayna'nın bir anlaşma imzalamaya ikna olduğunu ancak ABD'nin buna "izin vermediğini" söyledi.

“Ukraynalılar barış anlaşmasını kabul etmedi çünkü buna izin verilmedi. Tartıştıkları her şeyi Amerikalılara sormak zorundaydılar” diyen Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Doğu Avrupa'da barış müzakerelerini yalnızca Almanya lideri Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un başlatabileceğini söyleyerek, “Bu bir Amerikan meselesi değil, onun da üstünde bir Avrupa meselesi“ diyor. 

Aslında bu mesele Avrupa meselesi ama savaşın devamlılığı tamamen Amerikan meselesi. İki taraftan da toplam 200 binden askerin ölmesi, binlerce sivilin katledilmesi ya da Ukrayna’nın devlet iradesinden yoksun. Bir şekilde parçalı bir otorite göstermesi kimin umurunda? 

Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi bu bir Amerikan stratejisi. Bir düşman yaratıp sonrasında bu tezini güçlendirebilecek nedenler bulmalı ve çatışma düzeyini sürdürülebilir hale getirmeli. Hani “it dalaşı” diyoruz ya onun gibi. Ancak ABD’nin hayalinin ötesinde bir durum var ki o da Ukrayna’da doğrudan savaş var. Neden Mart 2022’deki görüşmelerde Ukrayna’nın “NATO’ya girmeyeceğiz” taahhütüyle savaşı sonlandırsın. Zaten Ukrayna’nın toprakları işgal altında olduğu sürece NATO’ya giriş imkansız, bunu iyi biliyor. Ama onun farklı nedenleri var…

Geçtiğimiz hafta İsrail bahanesiyle Kongre’ye sunulan 105 milyar dolarlık ek fonun 61 milyar dolar gibi büyük bir kısmı Ukrayna’ya ayrılmıştı. Şu ana kadar bilinen ABD yardımlarının toplam tutarı 50 milyar dolara yaklaştı. Bu fon ile birlikte 100 milyar doları aşıyor ki bu resmi veriler. 

Peki sizce bu kadar büyük paraları veren ABD hükümeti akıldan yoksun mu? Hayır. Savaş sonrası petrol, doğalgaz ve silah satışında rekor kıran ABD, yaptığı yardımların katbekatını çoktan kazandı. Onun asıl amacı, düşmanlaştırdığı Rusya korkusuyla silah satışını uzun vadede sağlamak, müttefiklerini sıkı sıkıya kenetlemek ve Avrupa’yı enerji konusunda ABD’ye bağlı hissettirmek. Irak’ta olduğu gibi Ukrayna sonrası da gerçekler ortaya çıkacak ama değişen bir şey olmayacak.