Koçyiğit ayrıca bugün TBMM'de görüşülecek HSK seçimlerine de değindi:

"Dün, meclis Can Atalay kararının okunmasından sonra kapandı. Bugün çalışmaya devam edecek ve ardından grup önergelerinden sonra muhtemelen HSK seçimlerine geçecek. Biz partilere kontenjan veren bu HSK seçimini meşru görmüyoruz. HSK'nın yapısının zaten çok sorunlu olduğunu daha önce de buradan ifade etmiştim ve bu seçimleri de protesto edeceğimizi, bu seçimlere de katılmayacağımızı ifade ediyorum. Gittikçe arasalaştırılmış bu yargının hiçbir kurumunun aslında gerçek anlamda işlevsel olmadığını, AKP'nin birer sopasına döndüklerini, AKP'nin toplumu terbiye etme aracına döndükleri de açık ve nettir"

MGK sonrası 9 maddelik bildiri yayımlandı MGK sonrası 9 maddelik bildiri yayımlandı

Koçyiğit Türkiye İşçi Partisi'nin tutuklu milletvekili Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin: "Can Atalay'ın milletvekiliğinin mecliste düşürülmesi meselesini sanki yeniden sıfırdan olmuş bir olay gibi bazı kesimler ele alıyor" diyerek şu açıklamalarda bulundu:

"Can Atalay'ın vekilliği, milletvekilliği bir hukuksuz bir yöntemle mecliste düşürüldü. Buna gerekçe olarak da Anayasa'yı gösterdiler. Çok ironik bir şekilde. Bugün de yine mecliste vekilliğinin düşme gerekçesini Anayasa'nın gereği olarak yazmışlar. Gerçekten hayretlerle izledik. Yani anayasal suç işleyenler, yargı darbesini yapanlar bir de utanmadan, sıkılmadan meclise vekilliğinin düşürülme gerekçesini Anayasa gereği olarak yazmışlar.

Şimdi AKP iktidarı her fırsatta 28 Şubat darbesinin 15 Temmuz darbe girişimini lanetliyor, darbelerden ne kadar çektiğini ifade ediyor ki zaten 28 Şubat'ın üzerine gelen bir iktidar olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat AKP geldiği günden bugüne de bu topluma, Türkiye halklarına aslında darbe yapan bir iktidar pratiğinin içerisindedir ve sürekli aslında darbe mekaniğini canlı tutarak bu darbeleri hayata geçirerek geçmişin darbe mağduru olan iktidarın, bugün darbenin bizzat fail olduğunu, bizzat bugün darbe yaptığını da ifade ediyoruz. Şimdi geçmişte darbeler postallarla oluyordu, bugün darbeler cübbelerle oluyor. Yargıtay 3. ceza dairesinin kararı bir cübbeli darbeydi ama yetmedi bu darbeyi ilerleten bu darbeyi sonuçlandıranlar da meclisteki AKP'nin kravatlılarıydı. Yani postallardan cübbeye cübbelerden kravatlara kadar bu ülke sürekli bir darbe mekaniğinin içerisinde elden ele darbeyi darbe hukukunu geçiren bir sistem olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.

Can Atalay'ın milletvekiliğinin mecliste düşürülmesi meselesini sanki yeniden sıfırdan olmuş bir olay gibi bazı kesimler ele alıyor. Şunu ifade edelim, bunun bir tarihsel sürecin sonucu olduğunun altını çizmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar. 2014 yılındaki çöktürme hareket planıyla başlayan, 2015 yılındaki 7 Haziran seçimlerini reddeden, 20 Mayıs 2016'da mecliste milletvekillerimizin dokunulmazlığını Anayasa'ya aykırı olduğu halde kaldıranlar, 4 Kasım 2016'da eş zamanlı olarak milletvekillerimizi, o dönemki eş genel başkanlarımızı gözaltına alıp tutuklayanlar, belediyemize kayyum atayanlar bu sürecin aslında taşlarını döşemişlerdir."